Elif Aydoğdu Ağatekin - Seramik Sergisi
Kuşlar Derdine Konar
Ankara 31 Ekim - 23 Kasım 2019

KUŞLAR DERDİNE KONAR

Kuşlar Derdine Konar bir kabulleniş sergisi… Yıllarca sürmüş bir iç mücadelenin sonu… Artık kaybeden mi kazanan mı olduğunu önemsememe hali… Duymazlıktan gelme… Vicdanla akıl arasında bir ateşkes… Yıllar boyunca tekrar tekrar gidilen yollarda kaybedilmiş istikbalin resmini izleme hali…

Bir yol yorgunuyum ben… Yollarda hayallerini unutmuş; her gün arabalar, kamyonlar, yol şeritleri, kar yağışları, bitmeyen inşaatlar, yol çalışmaları, grileşen doğa, şarkı sözleri, fabrikalar ve hafriyatların içinden geçerken başka insanların gürültüsünden kendi sesini duyamayacak kadar uzaklara gidip gelmekten yorulmuş bir şoförüm… Yetersizlik duygusunun utançla karışık yükünü taşıyan bir şoför… Zamanla kendisiyle, kurumlarla ve insanlarla mücadele etmeyi bırakmış ve bir kuş gibi dertlerinin üzerine konup, bir eşiğin altında bu uzun yolun, etrafın, sahip olduğu yokluğun hikmetini arayan biriyim… O yokluğu haykıra haykıra anlatmak isteyen biri, yıkılırken ülkesinin tüm değerleri sessiz kalan yığınların, nasıl kırdınız güzelim fincanları sorusuna, siz nasıl izin verdiyseniz tüm değerlerin yıkılmasına öyle, demek isteyen biri…

Amacım zihnimdekilerden arınmak, vicdanları her gün yaralayan utancın yüklerini biçimlendirmeye çalışarak onlardan kurtulmak. O yüzden bile isteye kırıyorum seramikleri. Kesiyorum içlerini, yığınlar yapıyorum parçalarından, önce dağıtıyorum hepsini, sonra topluyorum o dağınığı, tane tane, parça parça birbirlerine ekleyerek arıyorum onlarca kez olmak istedikleri şekli. Kabulleniyorum her şeyi olduğu gibi imzalıyorum o ateşkesi ve yorgunca sığınıyorum içlerine, mola veriyorum, dinlenmek için biraz.

Sessizce…

Elif Aydoğdu Ağatekin

Eskişehir, 2019

BIRDS PERCH ON THEIR ANGUISH

Birds perch on their anguish is an exhibition on acceptance… The end of endless years of internal struggle… No more ignoring whether you are a loser or a winner… Ignoring… A ceasefire between conscience and reason… Gazing at a picture of a future lost on roads that have been repeatedly travelled for ages.

I am weary of roads… I am a driver who has forgotten her dreams along roads and who has been sick and tired of going so far that I have not been able to hear my own voice because of the noise of others while passing through cars, trucks, road lanes, snowfall, never ending constructions, road works, graying nature, lyrics, factories and excavations every single day… A driver who has been carrying the burden of the sense of incompetence mixed with shame… I am someone who has given up fighting against herself, institutions and people over time and who has been perching on her anguish and heartaches like a bird and seeking the wisdom of absence, this long road and surroundings under a threshold… Someone who wants to cry out that absence, someone who wants to answer, “Just like the way you let all values collapse” when those masses remaining silent while the values of their country collapse ask, “How on earth have you broken these beautiful cups?”…

I mean to get free from what has been boggling my mind, to get rid of them by trying to shape the burdens of shame that hurts conscience every day. That is why I break ceramics deliberately and intentionally. I cut them inside and make masses from their pieces. I disperse all of them first, then gather the dispersed, and seek the way they want to exist by adding them together one by one and piece by piece. I just bow to everything, sign the ceasefire just the way it is and I seek asylum in them, sick and tired, and I take a break to have a rest.

In silence…

Elif Aydoğdu Ağatekin

Eskişehir, 2019.

ÜST